Nevşehir Aile Mahkemesi’nin ulusal bir gazetede Afganistan’da kullanılan Peştuca dilinde ilan yayınladığı ortaya çıktı. Söz konusu reklamın bir Afgan vatandaşının boşanmasını konu aldığı iddia edilse de reklamın Peştuca olması sosyal medyada tepkiye yol açtı. Olayın ardından Cumhuriyet avukatlarıyla görüştü.
Eski savcı ve avukat Ruşen Gültekin, şunları söyledi: “Türkiye’deki tüm kamu kurumlarında işlem ve yazışmalar Türkçe yürütülmekte ve yayınlanmaktadır. İşlemin münhasıran Türkiye dışındaki ülkelerde gerçekleştirilecek olması halinde yeminli tercüman tarafından tercümesi yapılacak ve işlem yurt dışında gerçekleştirilecektir. Dolayısıyla egemen bir devletin ülkesinde böyle bir eylemin yapılması doğru değildir. Ancak hakimin eylemi gayri meşru amaca uygundur.
Burada hakimin bir niyeti olduğunu düşünmüyorum. “Kararını adama bildir ki o da anlasın” dedi. Gültekin sözlerini şu şekilde tamamladı: “Şu anda Türk yargısında ve emniyetinde ciddi sorunlar var. Kimse sesini çıkaramıyor ama yabancı uyruklu vatandaşların işlediği suçların ya da yabancı uyruklu kişilerle yapılan işlemlerin bildirilmesinde büyük sıkıntı yaşıyoruz. Çok ciddi bir sorun var, kimse bundan bahsetmiyor. Bunun temel nedeni bu kişilerin kayıtlarının olmamasıdır” dedi.
‘ÇOK DİLLİLİĞE GİDEN YOL’
Avukat Cihan Arık, şunları söyledi: “Anayasa’nın 3. maddesinde ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. “Dil Türkçedir” diyerek tek resmi dil esasına dayalı üniter devlet yapısını kabul etmiş oluyorsunuz. Resmi dil derken, Devletin egemenlik yetkilerinde ve bu yetkilerin işleyişinde kullanılan dili kastediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin yasama, yürütme ve yargı erklerinin işleyişinde kullanılan dil Türkçedir. “Resmi dil yargı makamları tarafından bilinse de, başka bir dilin kullanılmasına izin verilmesi demokratik bir hak teşkil etmez, ancak çok dilliliğin önünü açmak, siyasi olarak kurucu vasiyetin farklı bir tanımını getirmek anlamına gelir” dedi.
